10 Ağu 2023

Gizem Dağ

Mutluluk denilen olgu, esasen, bir bakış açısı meselesidir. Her şeyden önce, içerisinde nefes aldığımız hayata hangi yönünden baktığımız ve onu nasıl algıladığımız durumudur. Bu durum yaşamımızın her devresi için geçerlidir, baştan sona dek... Tecrübe ettiğimiz şeyler ve bu tecrübelerimizi yorumlayan bilincimizin her yaşam döngümüzde geliştiğini düşünürsek, bu gelişimin 'pozitiflik' ve 'mutluluk' eksenli olması durumda kendimize ve çevremize yaydığımız enerji de doğru orantılı olarak şekillenecektir. Uzun lafın kısası, bir düşünce şeklidir mutluluk.

Pozitif düşünmenin ve de mutlu olmanın öğrenilebilir, daha doğrusu edinilebilir bir alışkanlık olduğu gerçeğiyle hareket eden insan, hayatının her evresinde kendini daha iyi hisseder, mutluluk değerlerini keşfeder, yaşamından şikâyetçi ise kontrolü eline alır ve mutluluk yolculuğunu tasarlar. Sisleri ve 'grilikleri' değil de daha apaçık ve ışıklı olanı görmeyi yeğleyen bir bilinç daha iyi iş olanakları deneyimler, neşeli ve huzurlu hisseder ve ikili lişkileri de o denli pozitifleşir. Karşısına çıkan insanlar de değişir hatta ve hatta dönüşür.

Tabii bu bilinci edinebilmek için düşünmekte ve bilmekte yarar olan birkaç unsur vardır. Mutluluk, tüm koşullara rağmen bize iyi gelen şeyleri yapma halidir. Burada saklı birkaç nokta vardır. Öncelikle işe hissedilen duyguları, yaşanılan olayları, mevcut koşulları - hangi yaşta ve ne yaşıyorsak yaşayalım- olduğu gibi kabul edebilme cesareti göstermekle başlamak lazımdır. Bu, İnsana 'iradi' bir güç ve 'özsaygı' kazandırır. Birey kendi hayatındaki kontrol edebileceği unsurları ve edemeyeceği unsurları görüp tanımlar. Böylesine bir bilme hali hayatımızı ışıklı bir yol gibi aydınlatır, önümüzdeki engebeleri ve düzlükleri çırılçıplak gösterir.

Tüm bunlar ışığında denebilir ki, mutluluk da hayatın kendisi gibi bir süreçten ibarettir. Kişinin kendini, çevresini ve deneyimlediği hayatını enine boyuna tanıma, anlama ve anlamlandırma sürecidir. Bireyin kendisini iyi hissettirecek şekilde hayatını dizayn etmesi, hayatını/mutluluğunu planlamasını/tasarlaması, kendi üzerinde düşünmesini, tabiri caizse kendi ruhunu masaya yatırması... Sonuçta mutluluk kazanılabilir bir değer, öğrenilebilir bir yeti ve süreçtir; ulaşılması gereken bir durak veya nihayet değildir, yaşamın kendisi gibi!

Gizem Dağ